Eryaman Ziraat Bankası 4. Etap
Eryaman Ziraat Bankası 4. Etap Hakkında
Bir bankadan daha fazlası
Ziraat Bankası olarak, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türkiye'nin Bankacılık sektörünü şekillendirmeye devam ediyoruz.
ATM'lerimiz, Görüntülü İşlem Merkezlerimiz, İnternet Şubemiz, Çağrı Merkezimiz, Telefon ve Mobil Bankacılığımız ve diğer kanallarımızla da her zaman müşterilerimizin yanındayız.
Yurt dışında da büyümeyi hedefleyen, hali hazırda dünyanın birçok ülkesinde yer alan hizmet noktalarıyla en geniş uluslararası hizmet ağına sahip Türk Bankasıyız.
Geniş Ürün ve Hizmet Ağı...
Geniş ürün yelpazemiz ile ödeme sistemleri, kredi, mevduat ve yatırım alanlarında müşterilerimize hizmet veriyoruz. En uygun ürün ve hizmetleri, en uygun vade ve fiyat seçenekleri ile sunuyoruz.
Dönemsel olarak hazırladığımız promosyon ve kampanyalar ile avantajlı koşullarla müşterilerimize destek sağlıyoruz.
Zengin ürün ve hizmet çeşitliliğimiz, iştiraklerimizle oluşturduğumuz sinerjik yapılanma, rakipsiz pazar bilgimiz ve tecrübemiz, insan kaynağımız ve güçlü mali yapımız ile Bankamızın sürekli büyüme sürecinde ihtiyaç duyduğu enerji ve motivasyonu kesintisiz olarak sağlıyoruz. Ziraat Bankası olarak, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türkiye'nin bankacılık sektörünü şekillendirmeye devam ediyoruz.
Bankamız Tarihçesi
19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nda, ticaret ve finansmanda batılı modellerin benimsenmesiyle birlikte, yabancı bankalar ülke toprakları içinde faaliyet göstermeye başlamıştı. O dönemlerde ülkede henüz, ulusal niteliğe sahip bir bankacılık sisteminin kurulması için yeterli sermaye birikimi oluşmamıştı ve bir kaynak yaratma aracı olarak milli bankaların varlığından söz edilemiyordu.Bundan en çok zarar gören kesim ise çalışan nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan çiftçilerdi. Çünkü tamamen kendi kaderine terkedilmiş tarım kesiminde, geçim sıkıntısı içinde bulunan büyük bir çiftçi topluluğu başvurabilecekleri kurumsal bir finansal yapı olmadığı için, sürekli olarak özel şahıs kredilerine muhtaç durumdaydı.
Sözü edilen kredileri verenler, bu işi meslek edinmiş faizci kimselerin yanı sıra, tarım gereçlerini satan tüccar, toptancı, ihracatçı, komisyoncu, kabzımal ve köy bakkalı gibi çeşitli ticaret erbabı ve esnaflardı. Bu tür yüksek faizli özel şahıs kredilerine Tefeci veya Murabaha Kredileri denilmekteydi.
O sıralarda günde 1 para hesabıyla yıllık %900'lere varan bir faiz söz konusuydu. Dolayısıyla borçlarını ödemekte son derece zorlanan çiftçiler, ürünlerini daha hasattan önce bu kişilere satmak zorunda kalmaktaydı.(Selem Usulü)
Ezilen çiftçilerin dertlerine çare bulunabilmesi için devletin zirai kredi işine el atması düşüncesi, dönemin gazetelerinde ve resmi ağızlarda yer bulmaya başlamıştı.
O dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Yugoslavya'nın Niş kenti valisi olan Mithat Paşa, çeşitli alanlarda başarılı çalışmalarda bulunmasının yanı sıra; çiftçilerin içinde bulundukları zor koşullara da yakından tanık olmuştur. Yaptığı araştırmalarla, bu alanda teşkilatlanmanın zorunlu olduğu ve çiftçilerin, tefecilerin elinden kurtarılması için devlet yardımının gerektiği ancak bu yardımın halk hareketiyle desteklenmesinin önem taşıdığı sonucuna varmıştır. Böylece 1863 yılında çiftçilerin oluşturduğu kaynakla, Mithat Paşa öncülüğünde devlet eliyle ve devlet himayesinde kurulan ve adına "Memleket Sandıkları" denilen organizasyon; milli bankacılığın ilk örneği olarak tarihe geçmiştir.
Mithat Paşa, 1863 yılında Pirot Kasabası'nda kurduğu ilk Memleket Sandığı’nı oluştururken Türk gelenekleri arasında zaten var olan ve karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan imece geleneğinden esinlenmiştir.
1867 yılında "Memleket Sandıkları Nizamnamesi"nin yürürlüğe girmesiyle Osmanlı Devleti'nin her yanında sandıklar faaliyete başlamış ve uzun yıllar başarıyla hizmet vermiştir.
Ancak izleyen yıllarda sandıkların işleyişinde gözlenen bozulmalar, Memleket Sandıkları'nın etkinliklerini azaltmıştır. Sandıkları merkezi yönetime bağlayarak olumsuzlukları giderebileceğini düşünen hükümet, 1883'te aynı amaçlar doğrultusunda "Menafi Sandıkları"nı kurmuştur. Menafi Sandıkları’na geçilmesiyle idare yeniden düzenlenmiş, kayıt ve muhasebe işleri çağdaş ve ilmi esaslara uygun olarak yürütülmeye başlanmış ve merkezi hükümetin doğrudan denetimine tabi tutulmuştur.
Bu yeni yapılanma; sandıkların idaresine nispeten ciddi, bilimsel denetime açık bir işleyiş kazandırsa da tamamen yeni, çağdaş bir örgütlenmeye duyulan gereksinimin önünü alamamıştır.
Böylelikle; 15 Ağustos 1888'de Menafi Sandıkları'nın yerine işlevlerini üstlenecek modern finans kuruluşu olarak Ziraat Bankası resmen kurulmuş, o tarihte faaliyette bulunan Menafi Sandıkları da banka şubelerine dönüştürülerek faaliyete başlamıştır. O güne kadar Menafi Sandıkları’nın mali kaynağını oluşturan menafi hisseleri bankaya devredilmiş ve bundan sonraki hisseler de bankanın sermayesine tahsis edilmiştir. Bu adımla birlikte, teşkilatlı tarımsal kredi tarihimizde yeni bir dönem başlamıştır.
Ziraat Bankası'nın ilk kuruluşundaki görevleri ise;
- Satılması mümkün olan gayrimenkul rehini ve kuvvetli kefalet karşılığında çiftçiye kredi kullandırmak,
- Faiz karşılığında tevdiat kabul etmek,
- Ziraat'e ilişkin sarraflık ve aracılık işleri yapmak,
olarak belirlenmiştir.